**
Şehrin en modern bölgesinde dahi kıyıdan
köşeden insana el ediyor o güzelim harfler. Ya bir çeşmenin kitabesinde ya bir
türbenin duvarında ya da bir caminin avlusunda huzur içinde yatan hazirûnun
mezartaşlarında.
Tıpkı kayaların arasında biten hudayinabit bir papatya yahut
karların içinden başını kaldıran kardelen gibi. Aradaki tek fark bu harflerin en
az bir asırdır orada olmaları.
Artık çoğumuzun okuyamadığı bu harfler bir yazılı metin ve
kayıt olmanın ötesinde kopan güçlü bir uygarlık bağının simgesidir. Kemalist
Devrimin ekonomik alan da dahil siyaset, hukuk, toplum, eğitim ve kültür
alanlarındaki inkılaplarının hepsi en nihayetinde Türk milletinin inancından
neşet eden tarz-ı hayatını ve kültürel birikimini yıkmayı amaçlamış ve az-çok
bunu başarmıştır. Bugün hiç kimse saltanatın ve halifeliğin kaldırılmasının,
tekke, zaviye ve medreselerin kapatılmasının, mecelle ve şer`iye mahkemelerinin
tarihe gömülmesinin inançla ilgisiz olduğunu iddia edemez. Harf ve Dil Devrimi
ise adeta tüm bunların garantisi ve perçinlenmesidir. Çünkü Arap harfleriyle
bağı koparılan millet ne bir daha medrese kurabilir ne de yeniden saltanatı ilan
edebilir.
Harfler ve kelimeler
yalnızca basit simgeler olmayıp kendi başlarına bir anlam ve değere de sahiptir.
Alfabe ve elifba kelimeleri
arasındaki zengin anlam ve çağrışım farkı bile bu mühim değeri tek başına
gösterebilir. Bir veriye göre 1923`te %2,5 olan okur-yazar oranı 1927`de
%10,5`e, 1935`te ise %20,4`e gelmiştir. Meseleyi sayısal verilerle
değerlendirmek niceliğin egemenliğine geçişin doğal ve aynı zamanda yanıltıcı
bir sonucudur. Oysa yazı ve alfabe öncelikle kültürün ifade aracıdır. Ve kültürü
sayılarla ölçüp biçmek en basit ifadeyle saçmalıktır. Öte yandan milletin
kendisine ait olmayan, benimsemediği bir kültürün yazısını öğrenmesi de hiçbir
ilerleme ve olumlu duruma işaret etmez. Bu değişimin işaret ettiği tek husus
bozulma ve yozlaşmadır. Arap harflerini terk etmek Türk milletini İslâm kültür
ve uygarlığından uzaklaştırmış ama umulanın aksine asla Millî bir kültürün inşasını sağlayamamıştır. İsmet Özel`in
yerinde ifadesiyle Müslüman olmayan Türk olamıyorsa İslâm ile bağlarını koparan
Türk`ün kültürünü inşa etmesi nasıl mümkün olabilir ki?
Harf tercihinin doğrudan doğruya bir kültür ve uygarlık
tercihi olduğunun bilincindedir genç cumhuriyetin kurucuları. Bu yüzden rejimin
beşinci yılında, 1928`de harf inkılâbı yapılır. İkinci adam olarak da bilinen
İsmet İnönü`nün Hatıralar`ında yer alan şu satırlar -bilhassa bold yaparak
vurguladığım bölüm- harf devriminin iç yüzünü ve arka planını daha net görmemizi
sağlamaktadır: "Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma
yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun
yegâne sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olması değildi. Uzun yıllar devlet,
eğitim sorununa eğilmemiş, kitlesel eğitime önem vermemişti.
Devrimin temel
gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslâm dünyası
ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. Yeni
nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz
denetleyecektik. Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak,
dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı."
Harf devriminin
kültürel plandaki en büyük yıkımlarından biri de yeni dönemde okuyup yazmanın
bilgi ve birikimin gelişip derinleşmesine bağlı kalmamasıdır. Oysa Osmanlıca`nın
yazılması da okunması da doğrudan bilgi birikimine ve kültürel zenginliğe
bağlıdır. Aynı harflerden oluşan bir kombinasyon birkaç farklı şekilde
okunabilir ve farklı anlamlara gelebilir. Üstelik aradaki anlam farkı görmek ile
kör olmak arasındaki kadar büyüktür. Hâl böyleyken, okuduğu veya yazdığı bir
konu veya alanda yeterli birikime sahip olmayan birinin metin üretebilmesi
teknik olarak mümkün değildir. İşin ahlâkı da bunu gerektirir zaten. Bugünse
durum tam tersidir. Okuma-yazma bilen ama ilim, irfan ve hikmetten yoksun bir
güruhuz artık.
**** ** **** **** **** ****
**** **** **** ** **
*
MEHAZLAR :
* *
http://www.dunyayayenisoz.com
* * Makale
Yazarı : A. Görkem Userin
*
* Bakınız
: İsmet İNÖNÜ, Hatıralar , C: 2 , Sh: 223.
*