"KÜRTAJ, HARAM VE CİNAYET HÜKMÜNDEDİR"
"Toplumun temeli
ailedir. Ailenin devamlılığını çocuk sağlar. Dinimiz prensip olarak da evlenip
yuva kurmayı ve çoğalmayı teşvik etmiştir.
Meşru mazeret olmadan gebeliğini ve doğumun önlenmesi uygun değildir. Çocuk aileye ve topluma Allah’ın emanetidir.
Bu itibarla her aile ancak bakıp yetiştirebileceği sayıda çocuk edinmelidir.
Çeşitli nedenlerden çocuk istenmediği durumlarda karı kocanın ortak istekleriyle
gebeliğini önleyici tedbirler alınması caizdir.
Doğum yapma çocuk sayısının
sınırlandırılması, iki doğum arasındaki sürenin ayarlanması, kısırlığın tedavi
ettirilmesi gibi konularda da karı kocanın ortak isteğine göre meşru ve emin
çarelere başvurulması caizdir. Ancak sağlığa zararlı veya devamlı kısırlığa yol
açan ilaç ve aletlerin kullanılması caiz görülmemiştir. Dinen meşru ve bir
mazeret olmadıkça çocuk düşürmek ve aldırmak haram ve cinayet hükmündedir. Çocuk
düşürmek ve aldırmak, gebeği önleyici tedbirlerden değildir."
BOSNA SAVAŞINDA
Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Görmez, 1993 yılında Bosna Savaşında Sırp askerler tarafından
tecavüz edilerek hamile bırakılan kadınların kürtaj yapıp yapmayacağının Diyanet
İşleri Başkanlığına sorulduğunu da belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bosna Hersek’te on binlerce Müslaman kadın ve kız Sırplar tarafından zorla tecavüz
edilerek hamile bırakılmış, bu kadın ve kızların düşük yapma süresi geçinceye
kadar esir kamplarında tutulmak suretiyle bu çocukları doğurmalarının
sağlanmasına çalışılmıştır. Nitekim tecavüze uğrayan müslüman kadın ve kızlardan
düşmanın alçakça tecavüzünün mahsulünü rahiminde taşımak gibi bir zillete
katlanmadıkları için canlarına kıyanlar olmuştur. Bilindiği üzere İslam dini
insana ve insan hayatına büyük değer vermiştir. Hayatın ve neslin korunması
bütün ilahın dinlerin başlıca hedefleri arasında yer almıştır. Ancak söz konusu
olaya, İslam’ın izzeti ve İslam toplumunun bu bölgede varlığını devam ettirmesi
veya yok olması açısından da bakılması gerektedir. Olaya bu yönü ile
değerlendiren kurulumuz annenin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokmamak şartı
ile zorla tecavüze sonucu gebe bırakılan müslüman kadın ve kızların kendi
iradelerine bağlı olarak ilaç ve tıbbı müdahale yolu ile rahimlerinin
tahliyesine cevaz verilebileceği kanaatine varılmıştır."
ANNENİN HAKKI
Anne karnındaki
ceninin, bebeğin kendisine ait hayat hakkı olduğunu belirten Prof. Dr. Görmez,
kürtajın sadece bir kadın meselesi olmadığını belirterek, "Zira tarih boyunca bu
meselenin en büyük sorumlusu en büyük müsebbebi erkekler olmuştur. Bunun en
büyük ıstırabını çekenler mazlum ve mağdur olanlarda hep kadınlar olmuştur.
Bütün dinler meşru bir mazeret olmadıkça bu masum günahsız savunmasız varlığın
doğmuş, dünyaya gelmiş, yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkı olduğunu, bu
varlığın da yaşama hakkının dokunulmaz olduğunu söylemeye devam edecektir" dedi.
** ** ** ** ** **
*****
altuntopnet@gmail.com
BUCA / İZMİR