BİLİM DİLİ NİÇİN İSLÂMÎ DEĞİL?     
    
        **     
 	 İngiliz 
Profesör John Bell, "Bilimin 
cevaplayamadığı sorulardan önce soramadığı sorular var"
der. Bilim, niçin bazı soruları sormaz? Bilim 
camiasının dizginleri hangi mihrakların elindedir? ‘Objektif' bilim olabilir mi? 
Max Plank, "Hiçbir bilim adamı inanç ve ideolojisini iştigal ettiği bilimden 
soyutlayamaz" der.   Acaba sorulamayan o sorular bilimi ‘vahy'in 
hakikatlerine götüreceği için mi sorulamamıştır? Kâinatı anlatan bilimden niçin 
tüm tahsil hayatımız boyunca kâinâtın Yaratıcısı hakkında tek kelime duymayız? 
Kâinatta tek bir noktayı bile küllî ve ilâhî İrade hâricinde tutmayan İslâm, 
kainata hiç müdahale etmeyen bir Allah inancını empoze eden bilim dilini kabul 
edebilir mi?
				   
				    
İşte bu tür soruları çok 
sorduğu ve yeni bir çığır açtığı için 1986 yılında, siyonistler tarafından şehid 
edilen Filistinli profösör İsmail Faruki ve İranlı profösör Seyyid Hüseyin 
Nasr'ın başını çektiği bir grup müslüman bilim adamı 30-40 seneye yakın bir 
zamandır, batıda "Bilimin İslamileştirilmesi" tezi üzerinde yoğun bir 
çalışma ve tartışma içerisindeler. Bu mevzu, Mustafa Armağan tarafından "İslam 
Bilimi Tartışmaları" adlı derleme bir kitapta yayınlandı. Yazar İdris Ferid de 
muhtelif yazılarında konuyu gündeme getirdi.   Bilimin 
İslamileştirilmesi tezini hararetle savunan Filistinli profösör İsmail Faruki 
şöyle diyor: İçinde yaşadığımız dönemde İslam ümmeti tehlikeli bir durumla karşı 
karşıyadır. Biz korkunç bir ikilemin boynuzlarına yakalanmış durumdayız. Ya 
"bilim"i alacak ve dinimizi ondan apayrı, öznel ve şahsi bir alana kapayacağız, 
ya da dinimizi düşünce ve hayatımızın temeli kılarak şerefyab olacak, buna 
karşılık "bilim" alanındaki zaafımızı ve onun sağlayacağı güçten yoksun kalmayı 
sürdüreceğiz. Bu, bence yanlış vazedilmiş bir ikilemdir. (İslam Bilimi 
Tartışmaları, s. 11)   
				    
				   
Seküler Bilimi benimsemek, 
dini alanda bizi tehlikeye sokuyor. Bu tehlikeye düşmemek için bilimlerden uzak 
durmak ise dünyevi felaketle sonuçlanıyor. Bu durumda ne yapmalıyız?    
Faruki'nin bu probleme getirdiği alternatif, "Bilginin İslamileştirilmesi" 
tezidir. Ümmetin içinde bulunduğu felaketlerden kurtulmasının başında sağlıklı 
bir eğitim faaliyeti gelir. Ve bunun yolu da, bugünkü modern bilimin seküler ve 
batılı yapısından arındırılmasıyla, İslamın tevhid anlayışına uygun bir bilim 
anlayışının ortaya koyulmasıyla mümkündür. Bu yapılabildiği takdirde, kendi iç 
bünyemizdeki sıkıntılardan kurtulabileceğimiz gibi, ümmetin insanlığa öncü olma 
özelliğini de yeniden canlandırabiliriz..   
 
				    
				    Faruki, 
bu düşüncesini, Uluslararası İslam Düşüncesi  Enstitüsü'nce 1982'de yayınlanan, 
"Bilginin İslamileştirilmesi" kitabında tafsilatla ele aldı. Faruki 11 merhalede 
ele aldığı batı bilimlerinin İslamileştirilmesini kısaca her iki bilimlere vakıf 
olunarak, tahlil ve eleştiriden geçirerek, diğer bilimlere İslami bir muhteva 
kazandırılması gerektiğini söylüyordu. (Bkz. Bilginin İslamileştirilmesi, Risale 
yayınları, 1986)   Farukinin bu teklifi pek çok Müslüman bilim adamı tarafından 
tartışıldı. Bu bilim adamları "Bilimin İslamileştirilmesi" tezine sıcak bakıyor, 
hatta hararetle taraftar oluyorlardı. Yalnız Faruki'nin teklif ettiği "bilginin 
İslamileştirilmesi" tezi, kuvvetli bir epistomolojik alt yapıdan mahrum olduğu 
için, bir tür "İslamın batılılaştırılması" olarak değerlendirildi ve tenkid 
edildi.   
				   
				    
 "Bilimin 
İslamileştirilmesi" tezi Seyyid Hüseyin Nasr, S. Nakib El-Attas, Ziyaüddin 
Serdar, Perviz Manzur, Münevver Ahmed Enis, İsmail R. Faruki, Riyaz Kirmani, 
Osman Bakar, Glyn Ford gibi pek çok Müslüman bilim adamı tarafından kabul 
edilmiştir. Fakat  hala üzerinde mutabakata varılmış, son şekli verilmiş 
belirgin bir şey de ortaya çıkmamıştır. 
				   
				   
				   **** ****  **** **** ****
				       EK BİLGİLER :
				   **  Prof. Dr. İsmail Raci el-Farukî, 1921 
yılında Filistin’in Yafa şehrinde doğdu. İslami eğitimine babasının gözetiminde 
evde ve mescitlerde başladı. İlk ve ortaokulu Fransız Dominican Okulları’nda 
bitiren Farukî, 1941’de Beyrut-Amerikan Üniversitesi’nde felsefe bölümünden 
mezun oldu.  
				   “İslam Kültür Atlası” ve “Bilginin 
İslamileştirilmesi”   gibi çok kıymetli bir eseri mevcuddur. 
				   
				   
				   
				     ****  ****  **** **** ****  **** 
				****   ****  **** ****
				
				  
				      
				MEHAZLAR :
				    **  Makale 
Yazarı :    Ahmed Muhsin MERİÇ
				   **   www.kalemvemedeniyet.org/
				   **  
				  * Bu Makale; Araştırmacı Yazar Özlem ARSLAN 
Tarafından Gönderilmiştir.
				  
				   **  
				
  
 
     
        **** 
  
       **** 
 
        
			   ***  *** ***