KÂİNATIN EFENDİSİ MUHAMMED ALEYHİSSELÂM’IN
VEDA HUTBESİ
** Hamd Allahü
teala’ya mahsustur. O’na
hamd eder, O’ndan yargılanmak diler.
Ve O’na tövbe ederiz. nefislerimizin şerlerinden ve
amellerimizin günahlarından Allahü
teala’ya sığınırız.
Allahü
teala’nın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını
da doğru yola iletecek yoktur.
Şehadet ederim
ki, Allahü teala’dan
başka ilâh yoktur. O birdir. O’nun eşi, ortağı yoktur. Ve yine
şehadet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve resulüdür.
Ey Allahü telalanın kulları! Ben size
Allahü teala’dan
sakınmanızı tavsiye ve teşvik ederim. Size hayr olan
şeyden söz açmak ister ve bundan sonra derim ki:
Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra
sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğim.m.
Eshabım! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu
aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir
ise; canlarınız, mallarınız, namuslarınız da böyle mukaddestir; her türlü
tecavüzden korunmuştur.
Ey Eshabım! Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve
bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra
eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi
burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse,
burada bulunup ta işitenden daha iyi anlayarak, muhafaza etmiş olur.
Eshabım! kimin yanında bir emanet varsa onu
sahibine versin! Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin
borcunuzun aslını vermeniz gerekir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.
Allahü teala’nın emriyle
faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetden kalma çirkin
adetin her türlüsü ayağımın altındadır. Kaldırdığım ilk faiz de
Abdulmuttalib'in oğlu (amcam)
Abbas’ın faizidir.
Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen
kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in
torunu (Amcamoğlu) Rebia'nın
kan davasıdır.
Ey insanlar! Harb edebilmek için haram ayların
yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kâfirlerin
kendisiyle dalalete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene helal olarak kabul
ettikleri (bir ayı), öbür sene haram olarak ilan ederler.
Cenab-ı Hakkın helal ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu
yaparlar. Onlar Allahü
teala’nın haram kıldığını helal, helal kıldığını da haram kabul ederler.
Hiç şüphe yok ki, zaman, Allahü
teala’nın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür.
Ey Eshabım! Bugün şeytan sizin şu
topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak gücünü ebedi surette
kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde
ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da
sakınınız!
Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı
tavsiye ederim. Siz, kadınları, Allahü
teala’nın emaneti olarak aldınız; onların
namuslarını ve iffetlerini Allahü
teala adına söz vererek helal edindiniz. Sizin
kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin
kadınlar üzerindeki hakkınız, onların aile mahremiyetinizi, sizin
hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi
bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp, sakındırabilirsiniz.
Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları meşru bir şekilde, her türlü
yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
Ey Mü'minler! Size bir emanet bırakıyorum ki, ona
sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allahü
teala’nın kitabı Kur'an-ı
kerim'dir.
Ey Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi
belleyiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir; böylece
bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz
başkasına helal değildir. Meğer ki, gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.
Ey Eshabım! Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin
de üzerinizde hakkı vardır.
Ey İnsanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine,
hakkını (Kur'an-ı Kerim'de) vermiştir. Varise
vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona aittir. Zina
eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz,
yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah’ın gazabına,
meleklerin lanetine ve bütün Müslümanların lanetine uğrasın.
Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne
tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul
eder.
Ey Eshabım! Rabbiniz birdir. Babanız da
birdir; hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Allah yanında en
kıymetli olanınız, ona en çok saygı göstereninizdir. Arabın
Arab olmayana takva ölçüsünden başka bir üstünlüğü
yoktur.
Ey
Eshabım! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?
--"Allah’ın elçiliğini ifa ettin,
vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz!"
(Bunun üzerine Resul-i Ekrem, mübarek şahadet parmağını göğe doğru
kaldırarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek söyle buyurdu:) Şahit ol
ya Rab! Şahit ol ya Rab!
Şahit ol ya Rab!
****
****