GÜNEŞİN BATTIĞI YERDEN DOĞUŞU
** Kıyamet zamanı yaklaştıkça Allah, tabiat âleminde bazı değişiklikler yaratacak, insanların alışagelmediği birtakım alametler ortaya çıkaracaktır. Mesela güneşin batıdan doğuşu da, bildiğimiz doğudan doğuşun tersine bir olaydır. Bu konuda Sahih-i Buhari'de, sahih-i Müslim'de ve sünen-i Ebu Davud'da sağlam hadisler mevcuttur.
** ** **
** ** **
§ Aşağıdaki âyetle ilgili emir ve uyarılara kulaklarını tıkayıp vurdum duymazlıktan gelenlerin sözü edilen hakikatleri anlayabilmeleri için çok büyük belge ve mu’cizeler istedikleri açıklanıyor. Beyinleri inkâr ve inatla yıkananların akıl ve idrâklerini kullanmadıklarına işaret ediliyor ve büyük mucizelerin, ya da belgelerin ortaya çıkması halinde inanmanın bir yararı olmayacağı hatırlatılıyor:
هَلْ يَنظُرُونَ إِلاَّ أَن تَأْتِيهُمُ الْمَلآئِكَةُ أَوْ يَأْتِيَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِيَ بَعْضُ آيَاتِ رَبِّكَ يَوْمَ يَأْتِي بَعْضُ آيَاتِ رَبِّكَ لاَ يَنفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا لَمْ تَكُنْ آمَنَتْ مِن قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِي إِيمَانِهَا خَيْرًا قُلِ انتَظِرُواْ إِنَّا مُنتَظِرُونَ
* Kur'an-ı Kerim'de meâlen buyuruluyor ki :
( Mekkeli(Müşrik)ler, Kur’ân ve Peygamber’i tekzip
ettikten sonra şunu gözetiyorlar: onlar ancak kendilerine azap melekleri gelsin,
yahut mekandan ve zamandan münezzeh olan Rabbin bizzat gelsin, yahut Rabbin bir
kısım âyetleri geliversin diye bekliyorlar. Rabbinin bir kısım ayetlerinin
geldiği gün ise, daha önce iman etmesi veya imanın gereği olarak bir hayır
işlememiş kimsenin o gün işleyeceği hayır ona bir fayda vermeyecektir. De ki:
“siz (o alâmetlerin gelmesini gözetleyip,) bekleyedurun; muhakkak biz de
bekliyoruz.” O gün hangimizin haklı olduğu açığa çıkacaktır. Nitekim de öyle
olmuştur. Bedirden bu gözetmenin ve bu müjdenin hakikât olduğu görülmeye
başlamıştır. ) * S: En’âm. Â: 158.
* Allah-ü Teâlâ hakkında “Gelme” ve “kaybolma”
gibi mefhumların düşünülmesinin muhal olduğu hakkında kat’i delilleri vardır ki,
bunların en yakında geçeni; İbrahim (aleyhisselam)ın, yıldızlara tapanları
reddetmek üzere söylemiş olduğu: “ben batanları sevmem” (En’am, 76’dan)
sözüdür.
Âlimler, bu âyetteki alametlerden birinin de güneşin batıdan doğması olarak
bildirmişlerdir. Aşağıdaki Hadis-i şerif de zaten bunu açıkça bildiriyor.
* Güneşin
kıyamete doğru batıdan doğacağı haberi hadislerde bildirilmekle beraber, buna Kur'ân-ı Kerîm'de de işaret edildiğini iddia edenler bulunmaktadır. Bunlar,
delil olarak En'âm sûresinin 158. ve Kıyamet sûresinin 9. âyetlerini
göstermektedirler. Birinci âyette "Allah'ın âyetleri geldiğinde, daha önceden
inanmış veya imanı uğrunda bir hayır kazanmış olmayan kimseye, o günde inanmanın
fayda sağlamayacağı"; ikinci âyette ise "ay ile güneşin birleştirileceği" haber
verilmekte, güneş sistemine bağlı yerküresinin kozmolojik değişikliğe
uğrayacağına işaret edilmektedir. Hadislerde de "Rabbinin birtakım âyetlerinin
gelmesi"nden maksadın "güneşin batıdan doğması" olduğu ifade
edilmektedir. Tefsirlerde ise bu âyet, daha çok be's (zorluk) veya ye's
(ümitsizlik) halindeki imana işaret olarak yorumlanmaktadır.
* Rabbinin,
kıyametin yaklaştığına işaret eden veya insanın ister istemez imân etmesini
gerektiren bazı ayetleri geldiği günde, kişi eğer daha önce iman etmemişse,
artık iman etmesinin kendisine bir yararı olmaz. Çünkü imân, insana bazı
yükümlülükler getirir, bir takım davranışlarda bulunmasını gerektirir; sahibine
seçme, yani iyiyle kötüyü, İslâmla küfrü birbirinden ayırdetme imkânı verir.
Oysa böylesine sıkışık bir zamanda edilen imânda, bu saydıklarımızdan hiçbiri
yoktur. Daha önce iman etmiş ama salih amel işlememiş bir kimseye de bu imanın
bir faydası olmaz. Çünkü kişinin azâb-ı İlâhiden kurtulabilmesi için tek basma
iman yeterli değildir. Aksine, hem imân etmek, hem de salih amel işlemek
gereklidir. Kur'an-ı Kerim her zaman imân ile ameli bir bir arada
zikretmektedir, "İman edipte Salih amel işlerse..."
(Furkan, 70).
"İman edip salih amel işleyenlere gelince..."
(Kehf, 107).
* O gün geldiği zaman, daha önce inanmış olanlar müstesnâ inanmayanların inanması kendilerine asla fayda vermeyecektir. Ve onlar
ebediyen cehennemde kalacaktır. Ve bu da inanmayanlaradır. Zira Güneşin batıdan
doğması esnasında gaybe ait olan ve daha önce olacağı haber verilen şey artık
ortaya çıkmaya başlamıştır. Gözler bu olayı görmüş ve dehşetinden kalplere korku
dolmuştur. Ölüm korkusuyla, her türlü arzu ve istekler de sona ermiştir.
Kıyametin kopacağı artık kesinlikle anlaşılmıştır. Böyle bir durumda iman etme,
ye’s ve ümitsizlik anında iman etmeye, benzer. Firavun’un iman etmesi gibi,
nasıl ki Firavun boğulma esnasında çaresizlikten ve ümitsizliğinden ötürü
[dolayı] iman etmiş ve o andaki imanı kesinlikle fayda vermemiş ise, aynı
şekilde kıyamet alametlerinden olan Güneşin batıdan doğması esnasında da iman
eden kimsenin o sıradaki imanları kendilerine bir fayda vermiyecektir.
*
Bir Hadis-i şerifte Resulullah (a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Güneş batıdan doğuncaya kadar kıyamet kopmaz. Güneş batıdan doğduğu
zaman insanların hepsi onu görürler de toptan hepsi îmân ederler. İşte bu
Rabbinin âyetlerinden biri geldiği gün, daha evvel îman etmiş veya imanından bir
hayr kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) îmânı asla fayda vermez...”
olduğu zamandır. Muhakkak ki kıyamet şüphesiz kopacaktır; öyle bir halde ki
alım satım için satıcı ile müşteri aralarında kumaşlarını da düremeden ansızın
kopacaktır. Yine muhakkak kopacaktır. Öyle bir halde ki, kişi su havuzunu
sıvayıp tamir edecek, fakat kıyamet ansızın kopacak da havuzun suyunu kullanmak
nasip olmayacaktır. Kıyamet muhakkak kopacak; öyle bir çabuklukta ki, sizden
herhangi biriniz yemek yerken, lokmasını ağzına kaldıracak, fakat kıyamet
ansızın kopacak da o lokmasını yiyemeyecektir. ( Sahih-i Buhari ve
Tercemesi. )
* "Tirmizi'nin rivayet ettiği hadîs-i şerîfte
Safvan bin Assal demiştir ki: Ben Resûl-i Ekrem'den (sav) işittim. Şöyle
buyuruyordu: ” “ Muhakkak ki, güneşin battığı yerde yetmiş senelik mesafe
genişliğinde açık bir tevbe kapısı vardır. Güneş o taraftan doğuncaya kadar hiç
kapanmaz."
* Bütün bu hadis-i şeriflerden
yola çıkan Mücahid, Katâde, Suddi ve diğer ehl-i tevilin cumhûru (Radıyallahu
Anhum) “kendisinden sonra, şirk ve günahtan tevbenin fayda vermeyeceği “Ayet”
ten maksadın, güneşin batıdan doğuşu olduğu hususunda ittifak
etmişlerdir.”
** ** ** ** ** ** ** **
Kıyamet Alametlerinden Güneşin Batıdan
Doğmasını, Avrupa'nın Müslüman Olması diye tevil etmeli diyorlar. Avrupa
Müslüman olunca, iman fayda vermez mi?
Peygamber efendimiz, o hadis-i şerifi Arabistan’da
söylemiştir. Arabistan’a göre, Batı, Avrupa değildir, Afrika’dır. Afrika
Müslüman olacak dense, biraz daha az yanlış olur. Türkiye’ye göre Avrupa
Batı’dadır. Asya’ya göre de Türkiye Batı’dadır. Her ülkenin batısında başka bir
ülke vardır. Batı’nın Müslüman olması demek, bütün dünyanın Müslüman olması
demektir. Batıda olmayan tek ülke yoktur. Çünkü dünya yuvarlaktır. Bu tevilin ne
kadar mantıksız ve saçma olduğu meydandadır.
Hadisi-i şerifte, (Güneş Batı’dan doğunca tevbe
kapısı kapanır, iman edenin imanı fayda vermez) buyuruluyor. Şimdi,
saçma tevile göre, Afrika veya Avrupa, yahut bütün dünya Müslüman olunca, tevbe
kapısı niye kapansın ki? Tevbe kapısı kapalı, iman edene imanı fayda vermiyor,
bunlar nasıl Müslüman olacak ki? Öyle ya ötekine tevil bulan buna da bir kulp
takabilir. Peygamber efendimizin hadisleri bulmaca bilmece gibi değildir.
Müteşabih olanlar hariç, hepsi anlatıldığı gibidir, (Ben elma dersem, sen muz
anla, ben koca karı dersem sen kız anla) cinsinden değildir. Hâşâ Resulullah
efendimiz, bilmece gibi mi söz söylüyor?
***
***
***
*** *** ***
*****
altuntopnet@gmail.com
BUCA / İZMİR