İSLAMİYET NEDİR?
** (Râbıta-i şerîfe)
kitâbının elliyedinci sahîfesi açıklanarak aşağıda yazılmışdır:
İslâm dîni, Allahü teâlânın, Cebrâîl ismindeki melek vâsıtası
ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselâma gönderdiği,
insanların, dünyâda ve âhıretde râhat ve mes’ûd olmalarını
sağlıyan, üsûl ve kâidelerdir. Bütün üstünlükler, fâideli
şeyler, islâmiyyetin içindedir. Eski dinlerin, görünür, görünmez
bütün iyiliklerini, islâmiyyet, kendinde toplamışdır. Bütün
se’âdetler, muvaffakıyyetler ondadır. Yanılmıyan, şaşırmıyan
aklların kabûl edeceği esâslardan ve ahlâkdan ibâretdir.
Yaratılışında
kusûrsuz olanlar, onu red etmez ve nefret etmez. İslâmiyyetin
içinde hiçbir zarâr yokdur. İslâmiyyetin dışında hiçbir menfe’at
yokdur ve olamaz. İslâmiyyetin hâricinde bir menfe’at düşünmek,
serâbdan şerâb beklemek gibidir. İslâmiyyet, insanların
sevişmelerini, yardımlaşmalarını, kardeşce yaşamalarını,
memleketleri i’mâr, insanları terfîh etmeği emr eylemekde,
Allahü teâlânın emrlerine saygı göstermeği ve mahlûklara
merhameti, toprağını, bayrağını sevmeği, kanûnlara itâ’at
etmeği, vergilerini vaktinde ve dürüst olarak ödemeği
istemekdedir. Her mahlûka karşı mes’ûliyyet taşımakdadır. Nefsin
temizlenmesini te’mîn etmekde, kötü huyları, iyi huylardan
ayırmakdadır. İyi huylu olmağı emr edip, kötü huyları, şiddet
ile red ve yasak eder. Gayr-ı müslim vatandaşlarla, bid’at
sâhibleri ile ve başka mezhebden olanlar ile iyi geçinmeği, her
cihetden iffeti ve hayâyı emr eder. Tâm sıhhatli olmağa cebr
eder. Tenbelliği, boş vakt geçirmeği red ve men’ eder. Zirâ’ati,
ticâreti ve san’ati, kat’î olarak emr eder. İlme, fenne,
tekniğe, endüstriye, lâyık olduğu üzere, ehemmiyyet verir.
İnsanların yardımlaşmasını, birbirlerine hizmet etmesini
ehemmiyyet ile istemekdedir. Dîni, vatanı, mezhebi ve inanışı
başka olanların, canlarını, mallarını ve nâmûslarını korumağa
cebr edip, bunlara saldırmağı, herhangi bir örgüt kurmayı,
siyâsete, devlet işlerine karışmağı kesinlikle men’ eder.
Herkese karşı bir hak ve mes’ûliyyet gözetmekdedir. (Se’âdet-i
dâreyn)i, ya’nî dünyâ ve âhıret se’adetini câmi’dir.
Başka
dinler, böyle değildir. Başka dinlerin hepsi bozulmuş, ilâhî hükmler yerine, insan kafasından çıkan fikrler, düşünceler yer
almışdır. Bunun için, lâyetegayyer olamamış, ilerliyen, değişen
hayât karşısında, şekller ve ölü kelimeler hâlinde kalmışlardır.
Allahü teâlâ, islâm dînini, hayâtın yürümesini, ihtiyâcların
değişmesini karşılıyacak, terakkîleri sağlıyacak esâslar üzerine
kurmuşdur. İslâmiyyete, orta çağın ihtiyâcları üzerine kurulmuş,
değişmez hükmlerdir demek, islâm dînine iftirâ etmekdir.
[13 Hazîran 1962
Çarşamba günü İstanbuldaki sabâh gazeteleri şöyle yazıyordu: [m.
1953] yılında, Afrikanın 215 milyon nüfûsunun 105 milyonu
müslimândı. Bu sayı, bugün, çok dahâ fazla artmış bulunmakdadır.
İslâm dîni, ırk, milliyet, siyâsî inanç, lisân ve tahsîl
seviyesi ayırd etmeksizin, her insanın şeref ve i’tibârına
hurmet etdiği için, büyük başarı sağlamakdadır. Bugün dünyâda,
Allahü teâlânın varlığına inanan üç büyük din vardır:Yehûdîlik,
Hıristiyanlık ve İslâmiyyet. Dünyâda tahmînen 900 milyon
hıristiyan, 600 milyon müslimân ve 15 milyon yehûdî bulunduğu,
1979 senesi milletlerarası istatistiklerinde yazılıdır. Geriye
kalan insanlar [2 milyardan fazla] ya Allah mefhûmu bilmeyen
Buda, Hindu, Brahman ve benzeri dinlere mensûb bulunmakda veyâ
putlara, ateşe, güneşe tapmakda, yâhud hiç bir dîni kabûl
etmemekdedir. Son günlerde, Amerikan neşriyyâtında,
müslimânların 600 milyon değil, 900 milyon olduğu
bildirilmekdedir. Nihâyet Romada bulunan CESİ [Centro Editoriale
Studi İslamici = İslâm Teharriyatı ve Neşriyyâtı Merkezi]nin
1980 yılındaki neşriyyâtına göre, dünyâda:Asyada 592,3 milyon,
Afrikada 245,5 milyon, Avrupa’da 21 milyon, Amerika ve Kanadada
6 milyon, Avustralyada 0,5 milyon olmak üzere 865,3 milyon
müslimân bulunmakdadır. (The Muslim Educational Trust) islâm
merkezinin 1984 senesindeki ingilizce neşr etdiği (İslâm)
kitâbında, dünyâdaki müslimânların mikdârının bir
milyarelliyedimilyon olduğu bildirilmekde, kırkaltı islâm
devletinde ve diğer dünyâ devletlerindeki müslimânların
mikdârları verilmekdedir. Bu mikdârın her sene artmakda olduğunu
istatistikler göstermekdedir. Nüfûsunun % 50’sinden fazlası
müslimân olan devletlerin sayısı ise 57 yi bulmakdadır.]
* YUKARIDAKİ BİLGİLER "SE'ÂDET-İ EBEDİYYE" KİTABINDAN ALINMIŞDIR.
****
****
*** ALTUNTOP.NET -- Abdülhakim ALTUNTOP