İSLAM ve BİLİM - Yabancı Dil Öğrenmenin Dinimizde Önemi

  Yabancı Dil Öğrenmenin Dinimizde Önemi

    ** Medine döneminde Peygamberimiz (s.a.v.), eğitim ve öğretime çok önem verdi. Müslümanların okuma yazma öğrenmesi için çeşitli girişimlerde ve etkinliklerde bulundu. Örneğin Mescid-i Nebi’nin bitişiğine hem eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi hem de kimsesiz Müslümanların kalması için suffeyi yaptırdı. Öğrenim görmek isteyenler burada kalıyorlardı. Gelen Kur’an ayetlerini ezberliyor, ilimle meşgul oluyor, okuma yazma öğreniyorlardı. Peygamberimiz (s.a.v.), Müslümanlara okuma yazma öğretmek için burada bazı öğretmenler görevlendirdi. Bazı Müslümanlar suffede yabancı dil eğitimi de aldılar. Böylece farklı dilleri öğrenme imkânı buldular. Hz. Muhammed (s.a.v.), çeşitli kabileleri ve toplumlara İslam’ı anlatmak için gönderdiği elçileri, bu kişiler arasından seçmeye özen göstermiştir.

    Yabancı bir lisan bilmenin gerek bireysel, gerekse toplumsal boyutuyla birçok avantajı vardır. Kişi, yabancı bir topluma veya kültüre ait bütün bilgileri elde edebilir ve yabancı bir ülkenin insanları ile direkt olarak kendi dilleri ile iletişime geçebilir. Meslekî yönden de yabancı birkaç dil bilmenin birçok faydası vardır. Kişi özellikle turizm ve ithalat/ihracat sektöründe daha kolay bir iş bulabilir, tercümanlık yaparak Türk okurlarına yabancı eserleri kazandırabilir veya akademik çalışmalarında kariyer yapabilir. Yabancı dil, bugün özellikle uluslararası diplomasi ve istihbarat faaliyetlerinde en çok ihtiyaç duyulan bir alandır. Bu yönüyle her devlet, kendi istikbali için mümkün mertebe bütün dünya dillerini hâkim olan binlerce uzmanı ilgili kurumlarda çalıştırır. Bugün bilgiye hızlı ve doğru kavuşma sistemi, bir ülkenin güvenliği açısından en büyük silahtır. Toplumsal gelişim açısından yabancı lisanlar bilmek olmazsa olmazlardandır ( Prof. Dr. Ali SEYYAR -- www.mirathaber.com/ ).

    ** Yabancı dil öğrenmenin lâzım olduğunu hadîs-i şerîfler haber vermekdedir. Zeyd bin Sâbit “radıyallahü anh” diyor ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bana yehûdî dilini öğrenmeği emr eyledi. Öğrendim. Yehûdîlere gönderilen mektûbların çoğunu bana yazdırırdı. Onlardan gelen mektûbları bana okuturdu). Bu haber, Tirmizîde uzun yazılıdır. Zeyd, böylece ibrânî ve süryânî lügatlarını öğrendi. Büyük islâm âlimi seyyid Abdülhakîm efendi, mükemmel arabî, fârisî konuşduğu hâlde, (Yabancı dil bilseydim, bütün dünyâya fâideli olurdum) derdi. Avrupa dillerini bilmediği için esef eder, çok üzülürdü. (İslâm dîninin üstünlüklerini, râhat ve huzûr kaynağı olduğunu ve medeniyyete, fende ve ahlâkda ilerlemeğe ışık tutduğunu dünyâya bildirmek için, kısacası, islâmiyyete ve bütün insanlara hizmet için, yabancı dil öğrenmek muhakkak lâzımdır) derdi ( Hüseyin Hilmi Işık -- Tam İlmihal - Se'âdet-i Ebediyye ).

    ** İslâmiyyetin milliyyeti temsîl etmesinde, lisân birliği de akla gelir ise de, beş vakt nemâzda okunan ezânların ve Kur’ânların bütün islâm memleketlerinde arabî olması, bu berâberliği de te’mîn etmekdedir. Bunun içindir ki, islâm düşmanları, bir milleti islâmiyyetden ayırmak, din birliğini yok etmek için, o milletin dilini, gramerini, alfabesini değişdirmeğe saldırmakdadırlar. Bir milletin dînine, îmânına vurulacak en büyük darbe de, bu yoldan gelmekdedir. Nitekim, Sicilya ve İspanya müslimânları böylece hıristiyan yapılmışdır. Ruslar da, Türkistândaki müslimânların dinlerini ve îmânlarını yok etmek için bu keskin silâhla saldırmakdadırlar. Zindanları, elektrik fırınları, Sibirya sürgünleri ve topdan imhâ fâciaları, bu keskin silâh kadar te’sîr edememişdir. Celâl Nûri beğ (İttihâd-ı İslâm) adındaki kitâbında müslimânlar için arabcayı, müşterek lisân olarak tavsiye etmekdedir. Yavuz Sultân Selîm hân “rahmetullahi teâlâ aleyh” de, bunun için çalışmışdı. Bunu te’mîn etmek içindir ki, târîh boyunca bütün islâm memleketlerinde din kitâbları arabî olarak yazılmışdı. Arabî, bütün islâm memleketlerinde bir din lisânı olmuşdur. Cennetde de, herkesin arabî konuşacağını, hadîs-i şerîfler haber vermekdedir. Böyle düşünmek, her müslimân milleti arablaşdırmağı istemek zan edilmemelidir. Dünyâ devletleri arasında İngilizce ortak bir dil hâlini almakdadır. Buna hiçbir devlet, karşı koymuyor. Bugün ilm ve fen sâhibi bir adamın, bir, hattâ birkaç yabancı dil öğrenmesi zarûret hâlini almışdır. Bir hadîs-i şerîfde, (Bir kavmin dilini öğrenen, onların zararlarından korunmuş olur) buyurulmakdadır ( Faideli Bilgiler ).

    **

    **

    **

** ALTUNTOP.NET -- Abdülhakim ALTUNTOP

TelePhone & WhatsApp :

*****

E-Mail :

altuntopnet@gmail.com

Adress :

BUCA / İZMİR