** Adalet mülkün temelidir, sözünü görmeyen duymayan kimse yoktur. Adliyelerde bulunan bu söz hakkında peki bilgi sahibi olan kaç kişi mevcuttur? Adalet mülkün temelidir ne demektir? Söz kime aittir ve açıklaması nedir? İşte "Adalet Mülkün Temelidir" sözü ile ilgili bilgileri sizler için derledik.
** Adalet mülkün temelidir sözü ülkemizin her yerindeki adliye binalarında ve duruşma salonlarında asılıdır. Cümle çok kısa ve anlaşılır gibi dursa da esasında yanlış bilinmektedir. Bunun sebebi de cümle içerisindeki "mülk" kelimesinin gayrimenkul ya da taşınmaz biçiminde anlaşılmasındandır. Halbuki buradaki "mülk" kelimesi Arapça bir kelimedir ve "devlet, ülke, iktidar, düzen, egemenlik, saltanat" anlamlarına gelir.
Yani bu cümlenin anlamı tama olarak şöyledir: "Adalet devletin (egemenliğin) temelidir."
*** *** ***
ARAPÇA MÜLK DEVLET ÜLKE İKTİDAR DEMEKDİR.
** Sözün Arapça aslı "El-'adlü esâsü'l-mülk"tür Türkçede 'mülk' kelimesi "Mahkeme kadıya mülk değil" deyiminde olduğu gibi genellikle taşınmaz (gayrimenkul) anlamında kullanılır. Oysa Arapçada devlet, düzen, ülke, egemenlik, iktidar, saltanat anlamlarına da gelir.
** Dolayısıyla "Adalet mülkün temelidir" sözüyle kastedilen şey şudur: "Devletin veya düzenin esası adalettir."
** 'Esas' kelimesi için seçilmiş olan 'temel' de yanlış bir karşılıktır. Bir devletin adalet temelinde kurulmuş olması önemli ama adalet sadece devlet binasının temel kısmında bulunmaz ki! Sözün sahibi olan Hz. Ömer'in anlayışına göre adalet bir devletin temelinde olduğu gibi çatısında da, yani her zerresinde vücut bulmalıdır.
Temelinde adalet olup da çatısında zulüm yaşanırsa o binada adaletin varlığından söz edilebilir mi?
** Şimdi bakalım "Adalet mülkün temelidir" sözü Hz. Ömer tarafından nasıl ve hangi bağlamda söylenmiş?
** İbni Kesir'in naklettiği Hazreti Ömer'in konuşması.
*** *** ***
*** *** *** *** ***
*** "EL-ADLÜ ESASÜ`L-MÜLK"
** 637 yılındayız. Hz. Ömer`in İran hükümdarı Yezdicerd`in üzerine gönderdiği Sa`d b. Ebi Vakkas komutasındaki kuvvetler Medayin`e, sonra da Nehrevan`a girmişler, Sasanilerin paha biçilmez hazinelerini ganimet olarak Hz. Ömer`e göndermişlerdi. "Kisra`nın baharı" denilen muhteşem bir halı, mücevherli kılıçlar, kemerler, süslü elbiseler üst üste yığılmıştı. Bir de Kisra`nın altın bilezikleri vardı dizi dizi.
** Halife Ömer, Süraka b. Malik`in kollarına taktırdı bilezikleri. Kisra`nın elbiselerini giydirdi. Sonra "çıkart" dedi ona. Şöyle dedi: "Allah`ım, benden daha fazla sevdiğin Resulüne ve Ebubekir`e vermediğin süslü eşyaları bana verdin. Bunları vermenden sana sığınırım." Zengin olmanın bir düşüklük gibi görüldüğü bu aydınlık tablonun ardından Hz. Ömer`e bu defa Kisra`nın kılıcını getirdiler. Şöyle dediği duyuldu:
** "Şüphesiz Kisra kendisine verilen dünyalıkla ahiretinden oldu. Dünya ile meşgul oldu. Kendisi veya damadı için mal topladı ama şahsı için ahirette yararlı olacak bir şey yapmadı."
** İşte "Adalet mülkün temelidir" sözünü bu bağlamda söylemişti Halife Ömer. Bunu İbn Kesir "El-Bidâye ve`n-Nihâye" adlı eserinde (cilt 7, s. 68) şu şekilde dile getirir:
** "Adalet mülkün temelidir (esasıdır) ve baki kalmasının ve devam etmesinin sırrıdır...
Beyhâkî ve İmam Şafi şunu dediler: Ömer b. Hattab, Kisra`nın bileziklerini Süraka b. Malik`e verdikten sonra şöyle dedi: "Kisra b. Hürmüz`ün bileziklerini kollarından çıkarıp Beni Müdlic kabilesinden Arab olan Süraka b. Malik`in kollarına takan Allah`a hamd olsun."
*** *** *** ***
*** DEVLETİN DEVAMLILIĞININ SIRRI ADALETTEDİR.
** Daha sonra Hz. Ömer, Müslümanlara bir hutbe verdi. Onlara Kisra`nın mülkünün (devletinin) zulüm ve eziyetlerle yok olduğunu, halbuki mülkün (devletin) temelinin ve ayakta kalıp devam etmesinin sırrının adalet olduğunu beyan edip açıkladı. Daha sonra bütün ganimetleri paylaştırdı. Ve bu ahlakla Müslümanlar İran şehirlerini (ülkesini) fethettiler. Kisra`nın mallarına mirasçı oldular. Güneş İslam illerinde batmaz oldu."
** Bundan 640 yıl önce, Atatürk`ün ölümünden de 565 yıl önce vefat eden bir tarihçinin kitabında aynen böyle yazıyor. Yani "Adalet mülkün esasıdır" sözü, Hz. Ömer`indir ve bir devletin zulümle ayakta kalamayacağı, `ilelebet payidar olması`nın sırrının adalet esası üzerine kurulması olduğu fikrinin patenti ona aittir.
*** *** ***
*** *** ***
*** *** ***
*** *** ***
*** *** ***
---- ---- ---- ---- ---- ---- ---- ---- ----
** OKUNABİLECEK KAYNAKLAR :
** (1) İbn Kesir , El-Bidâye ve'n-Nihâye, C: 7. shf. 68;
** (2) Mustafa Armağan -- http://www.mustafaarmagan.com.tr/
** (3) İbn-i Manzur, Lisânu’lArab, m-l-k mad.; İbn-i Nüceym el-esbah ve’n nezair, İst. 1257 c.II. shf.202 vd.;
** (4) Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimoğlu, İnkilâb yay. İst. 1988 , shf.119
** ( ) Necip Fazıl Kısakürek -- Başmakalelerim - 2
** ( ) Önder Volkan Erikçi -- Üzgünüm Ama Cahilsiniz
** ( ) Ekrem Buğra Ekinci -- İslam Hukuku: Umumi ve Hususi Hükümler
** ( ) Nilhan Osmanoğlu -- Osmanlı'dan Bugüne Neyi Kaybettik?
** ( ) Ebu'l-Leys Semerkandi -- Tefsirul Kuran , MAİDE SURESİ , 8. AYET TEFSİRİ
** ( )
** ( )
** ( )
**
*** *** *** ***
*** ALTUNTOP.NET -- Abdülhakim ALTUNTOP