** ** ** **
Ay’da atmosfer olmamasının bir nedeni
(sebebi) de çekiminin azlığıdır. Dünya atmosferindeki
moleküllerle atom sürekli hareket halindedir. Yerçekimi durmadan
sıçrayan, hızları saniyede iki kilometreye yaklaşan
zerreciklerin uzaya kaçmasını önler(engeller). Ay’ın çekimi az
olduğundan, atmosferi çevresinde tutamaz...
Ay üzerinden Dünya
manzarası pek muhteşemdir. Gezegenimiz, Ay’dan mavimsi beyaz bir
yarımküre şeklinde görülür. Eğer Ay’ın gece tarafından semâ
seyredilirse siyah olan gökte devamlı parlayan yıldızlar ve
Dünyadaki bir gözlemciye, atmosferik karışımdan dolayı gizli
kalan birçok yıldızlar, rahatlıkla gözlenebilir. Ay’a
teleskopla bakılınca, gri olan renginin muhtelif tonlarını
görmek mümkündür. Fakat astronotlar Ay yörüngesinde gezerken ve
yüzeyine inerken Ay renginin griden kakao kahverengisine kadar
değiştiğini söylemektedirler. Yüzeyin bazen hafif bir parlaklık
göstermesi Güneş ışınını yansıtmasındandır. Ay, yüzeyine gelen
ışınların sadece %7 sini yansıtır ve Güneş sisteminde Merkür ile
birlikte en zayıf yansıtıcı sayılır. Ay, sadece Dünyaya
yakınlığından dolayı parlak gözükür. Astronomik ifadelerle
Dolunayın parlaklık derecesi, yani kadri 12’dir. Güneş ışınının
parlaklığı ise yaklaşık olarak 400.000 defa daha çoktur.
İmam-ı Rabbani
Müceddid-i Elf-i sani Ahmed Faruki (Kuddise Sirruh), Nur
Muhammed Tahari için yazmış olduğu bir mektubda, Kamerin
(Ay’ın) saçmakta olduğu ışığın Güneşden alındığını
belirtmektedir. Dolayısıyla Tasavvuf ve fıkıh alimi olan imam-ı
Rabbani Hazretleri astronomiden bahsetmekte olduğundan, O’nun
müsbet ilme karşı olduğunu iddia edenlere bir cevap
niteliğindedir.
Güneş, kendi
bünyesindeki yanmaların sonucu şiddetli bir ısı ve ışık veren
bir yıldızdır. Ay ise; bizzat ışık kaynağı olmayan, ancak Güneşden aldığı ışığı yansıtan ve en azından dış tabakaları
sönmüş bulunan bir gök cismidir. Bu iki gök cismi hakkında
günümüzde ne biliyorsak, bu bildiklerimizle Kur’an’ın bu
konudaki ifadeleri arasında hiçbir çelişki de bulunmamaktadır.
Ay gökyüzünde ince bir hilal şeklinde
gözlendiği zaman tamamen karanlık görülmesi icap eden kısmın çok
zayıf da olsa bir ışıkla aydınlanmış olduğu sezilir. Kendisi
bizzat ışık vermediğine göre bu ışık güneşin yere gönderdiği ve
yerin ay üzerine yansıttığı ışıktan başka bir şey değildir...
Peygamber efendimizin
(S.A.V) buyurduğu şu Hadis-i Şerif bu hususu biraz daha izah
ediyor. Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim’de de rivayet edilen bu
Hadis-i Şerif ; "Namaz nurdur, sabır da ziyadır. " Namazda asıl
olan sabırdır. Sabır olmayınca namaz da olmaz. Bu bakımdan ziya
asıldır. Nur ise ondan fer’idir. Ziya olmazsa nur (da) olmaz.
Şayet Güneş ışığı olmasa idi Ay ışığı da olmayacaktı.
Güneşin kamere ve
seyyarelere, Fatır-ı Hakim’in izniyle verdiği nur ve feyzdir. Şu
külli ve geniş feyz ve nurdan sonra Kamer, o ziyanın gölgesi
hükmünde olan nuru, Güneşden külli bir surette istifade eder.
Sonra hususi bir tarzda denizlere ve havaya ve parlak toprağa
ve bir suret-i cüz’iyede denizin kabarcıklarına ve toprağın
şeffaflarına ve havanın zerrelerine ifade ve ifazasıdır.
**** **** **** **** ****
**** **** **** ****
MEHAZLAR :
**
Yeni Rehber Ansiklopedisi
** T.D.V. İslâm
Ansiklopedisi
** Hak Dini Kur’ân Dili
** Yeni Hayat Ansiklopedisi
** Tam İlmihal Se’âdet-i
Ebediyye
** Kur’ân-ı Kerîm’de Fen
Bilimleri
** Müsbet İlimlerde Kur’ân Mucizesi
** Risale - i Nur'dan - Sözler
**
*****
altuntopnet@gmail.com
BUCA / İZMİR